Cornetto'nun reklam kampanyası için çekilen kısa filmleri izlediniz mi? Bana kardeşim gösterdi. Yalın da Cornetto Türkiye için çok güzel bir şarkı yazmış. Şarkının klipine de bayıldım. Amerika'da çekilen üç filmden de aşağıda gördüğünüzü en çok beğendim. Bakalım siz de beğenecek misiniz?
30 Nisan 2013 Salı
28 Nisan 2013 Pazar
MANGO ALIŞVERİŞİM
Dün ki yazımda Bahçeli Mango Outletten bir çanta aldığımı söylemiştim. Mango'ya girdiğimizde biraz kıyafetlere baktık. Beni cezbeden hiç bir şey yoktu. Derken, birdenbire çanta reyonunda bu çantayı gördüm ve aşık oldum. Fiyatı da 46 TL olunca aşkım daha da depreşti. Gerçi 246 TL'da olsa fark etmezdi, ben aşık olduktan sonra.
Çantanın tek kusuru var, o da bir önce aldığım kırmızı çantaya aşırı derecede benzemesi. Demek ki ben bu tarz çanta seviyorum. Diğer çantalar beni hiç cezbetmiyor.
İçi de böyle sade çok fazla gözü yok.
Bu da arkadan görünüşü. İşte böyle bir çantam daha oldu. Sanırım yakında çizgi karakterler gibi her kıyafet ve aksesuarın aynı modelinin farklı renkleri olacak dolabımda :DD Bu arada bu sefer sadece çanta almış olsam da aslında Mango Outlet'te çok ucuza mükemmel şeyler de oluyor. Mesela bir seferinde pullu payetli, tek omuz bir elbise almıştım, hem de sadece 55 TL'ya. Elbiseyi de yalnızca iki kere giydim. Düğün falan olsa da giyip oynasam mı ne? :DDD
CUMA GÜNÜ
Cuma günü doktora gidip kan testi verdikten sonra okula gittim ve tarlaya ektiğim kimyonlarıma baktım. Henüz küçücükler, toprak yüzeyine çıkmışlar. Sanırım haftaya yabancı otlarını almam gerekecek. Yukarıda gördüğünüz Allium acaca. Türkçe ismini bilmiyorum ama soğanlı bir süs bitkisi.
Yukarıdaki fotoğraftakiler ise iris olsa gerek. Hoca öyle hızlı söylüyor ki bazen unutabiliyorum. Fakat ne kadar güzeller değil mi?
Yukarıdaki üç fotoğrafta ise Ankara Üniversitesi Ziraat fakültesi öğrencilerinin teknik geziye gitmek için para toplama çalışmalarını görüyorsunuz. Mangal yakıyorlar, kumpir yapıyorlar, pasta, börek, çay, kahve ne ararsanız var. Bende destek olmak için öğle yemeğimi onların masasında Toprak bölümünden çok tatlı bayanlarla birlikte yedim. Kumpirleri gayet güzeldi. Sizde öğrencilere destek olmak isterseniz, yolunuz oradan geçerse bir uğrayın. Benim gibi 1 TL'lık ürüne 5 TL verin geçin. Böylece bu çocuklar güzelce tatil yapsın değil mi? :)))
Okuldan sonra Negar ve Paria ile Bahçeli yedinci caddedeydik. Size biraz Bahçeli keşmekeşi sunayım fotoğraflarla.
Sonra Sim adlı dondurmacıda dondurma yedik. Ben bitter çikolata ve naneli dondurma istedim. Bu ikisini karıştırınca nane likörlü çikolata tadında oluyor ki bu bana çocukluğumu anımsatıyor. Derken orada kendi çocukluğumun yansısını gördüm. Aşağıdaki fotoğraftaki kız biz dondurmalarımızı yerken hep masaların etrafında dolaştı. Annesinden rica ettim de fotoğrafını çektim. Aynı benim çocukluğum, keşke o yaşta olsam şimdi...
Günün sonunda Mango'dan bir çantam oldu, fotoğrafları bir sonraki yayında. Birde ıssız bir yoldan eve geri döndüm. Saat dokuz buçukta ıssız bir yolda Allah'ım sen büyüksün diye diye eve vardım. Eve gelmeden önce kasaba uğradım. "Abla o yolda çok köpek var'' dedi. Bende ''Ben yalnızca iki ayaklı köpeklerden korkarım'' dedim. Allah'tan ne dört ayaklı ne de iki ayaklı hiç köpek yoktu. Cuma günü böyleydi. Bugün ne mi var? Tabii ki temizlik :)))
İyi pazarlar...
27 Nisan 2013 Cumartesi
LALELER
Cumartesi gününün neşe kaynağı sürprizi kayınvalidemin bahçesinden rengârenk laleler. Kendisi bahçesini çok sever ve hastalığına rağmen bahçesiyle uğraşmaktan uzak kalamaz. Kayınvalidem ciğerlerinden rahatsızdır ve nefes alırken zorlanır. Fakat buna rağmen aşağıdaki fotoğraflarda ne kadar güzel bir bahçesi olduğunu görüyorsunuz. Demek ki bir şeyleri başarmak istiyorsak bahanelerin arkasına saklanmamamız gerekiyormuş. Biz istersek her şeyin üstesinden gelebiliyor muşuz.
Hadi bu güzellerin tadını çıkarın. Ben Göksu parkına yürüyüşe gidiyorum. Çimlerin arasında koşturan bir kız görürseniz o benim.
Sevgiler...:)))
Not: Tüm fotoğraflar bana aittir. Üzerine ismimi yazmaya vaktim olmadı.
26 Nisan 2013 Cuma
DERMOSTİL VICHY ALIŞVERİŞİM
Sanırım "Kermit alemlerde" bloğunda gördüm ve bende dermostil'e üye oldum. Sonrasında Vichy mi yoksa La Roche mu alsam karar veremedim. En sonunda Vichy'de karar kıldım. Vichy'nin güneş kremi her sene kampanyalı olarak satılıyor. Ben geçen sene de almıştım. Geçen sene aldığım 100 ml idi. Fakat 100 ml çabuk bitmiyor, sonrada onca sıcakta yanımda dolaştırdığım krem bozuluyor. Bu yüzden bu sene 50 ml aldım. Yanında 50 g Vichy termal suyu, 15 ml Vichy nemlendirici ve 50 ml Vichy temizleme köpüğü vardı. Kargo dahil 62 TL ödedim ve siparişi verdiğim gün kargom yola çıktı. Bir hafta sonra ürünler elimdeydi.
Kutu gelir gelmez açtım. İş yerinde olmama rağmen, çiftçi amcaların gözü önünde fotoğrafladım. Şimdi de sizlerle paylaşıyorum. Kutu çok özensizdi ama ürünlere özenilmişti. Önemli olanda ürünlerin sağlam gelmesi değil mi?
Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz ürün Vichy termal suyu. Termal su mineral maddeler içeriyor ve hassas ciltlerde oluşan kızarıklıkları gidermede etkili. Ayrıca temizleme sütünü durulamak ve yüzü nemlendirici için hazırlamakta ideal. Ben güneş kremini kullanmadan önce yüzüme termal su sürüyorum. Termal suyun kullanımı da çok kolay, sadece yüzünüze püskürtüyorsunuz ve cildinizin emmesini bekliyorsunuz.
Vichy 50 faktörlü güneş koruyucu kremi, 50ml. İlk başta gözüme küçücük geldi, yetmeyeceğini düşündüm ama sonra 100 ml'yi bitiremediğim ve bozulmaya başladığı aklıma geldi. Eğer biterse yenisini alırım. Vichy gerçekten güneş koruma ürününde bir numara. Sürmesi kolay ve yüzünüzde güzel bir parlaklık bırakıyor. Sanki kremi sürünce cildim daha güzel görünüyor. Ayrıca dün test ettim onca zaman güneş altında yürüdüm ama hiç kızarmadım. Aslında ben gölgede bile yengeç gibi kızarırım. Bu arada güneş kremini parmak uçlarınızla biraz dağıttıktan sonra vücudunuza uygulamayı unutmayın.
Vichy Purete Thermale Cilde ışıltı veren temizleyici köpük, 50 ml. Bu ürünün içinde de Vichy termal suyu mevcut. Hassas ciltleri zarar vermeden temizliyor. Ben memnunum. Küçük olması sebebiyle şimdi kullanmayıp, tatilde yanımda götüreceğim.
Ve son ürün Vichy Aqualia Thermal Light nemlendirici, 15 ml. Normal, karma ve hassas ciltler için nemlendiricidir. Ben Zoretanin tedavim bittikten sonra nemlendirici kullanmak istiyorum. Şu aşamada yüzüme güneş kremi dışında bir krem kullanmayacağım. Ama Vichy'nin kremlerini rahatlıkla kullanabilirsiniz, hepsi çok güzel.
Eğer siz de bu ürünlerden almak isterseniz buraya tık tık...
25 Nisan 2013 Perşembe
İŞ YERİNDE BUGÜN
Bugün iş yerinde yoğun bir gün, günüm çiftçi amcalara laf anlatmaya çalışmakla geçti şu zamana dek. Benim arazide buğdayların arasında olmam gerekiyordu ama bambaşka bir derdi var çiftçilerin. Para, para, para...
Çok komik diyaloglar geçiyor aramızda, videoya alsam da izleseniz keşke, gülmekten ölmek garanti.
Geçen sene bir şey olmuştu hiç unutmuyorum;
Orta yaşlarda bir çiftçi geldi, belge istiyor. Ben de kimlik numarasını istedim, sonra internetten baktım, belgeyi yazdırdım, almaya kalkarken bir arkadaşım '' Nugi sen dur, ben getireyim'' dedi ve odanın karşısında duran yazıcıdan kağıtları getirdi. O sırada çiftçiden şöyle bir tepki geldi, ''Abovvvvv, sen bilgileri buradan yolluyorsun, tee karşıki aletten mi çıkıyo, vay babam...'' Hiç abartmıyorum aynen bunları söyledi. Ben o sırada hiç bir şey olmamış gibi aynen şöyle söyledim ''Ohhoooo sen ne diyorsun amca, ben buradan yolluyorum, New York'tan çıkıyor'' Sonra amcam gitti biz odada 4-5 kişi koptuk. :)))
Bugün nasıl diyaloglar olacak acaba merakla bekliyorum. Bu arada biz iş yerinin arka bahçesinde fotoğraflar çektik Amal'la bakmak ister misiniz?
![]() |
Eşek maydanozu |
Bunlar gölge alanlarda yaygın olan yabancı otlar, maydanoz ile aynı familyadan, bu yüzden çok benziyorlar.
Bu ağaçlarda akasya ağaçları, daha yeşillenmedi ama gövdesi de çok güzel. Ne zaman bir ağaç gövdesine dokunsam bütün negatif enerjimden kurtulduğumu hissederim. Ayrıca ağacın yaşadığını da hissediyorum.
Bu arada akasya ağaçları baklagiller familyasındandır. Ben nedense bu bilgiye çok şaşırırım. Bir fasulyeye bak, bir de akasya ağacına. Gerçi bizim familyada beş kişi, ben 1.58 boyumla küçücükken yanlarında, diğerlerinin en kısası 1.68 boyunda. Oluyor böyle şeyler.
Burada gördüğünüz el her zamanki siyah ojeleri ile Amal'a ait.
Ben hala oje süremiyorum, halbuki ne ojeler var bende...Ühüüüüü...
Bu ağacı da kenara denk geldiğinden olsa gerek kesmişler, böyle bile güzel ağaç.
![]() |
Bu da arka bahçemizin misafiri |
Ve bir zamanlar ben, köyde traktör üstünde. Efendim gerektiğinde bir Ziraat Mühendisi traktör de kullanmalı. Gerçi ben burada kullanır gibi yaptım ama olsun. :DD
Ve bu bulut, sizce de bir kalbe benzemiyor mu? Eskiden en çok sevdiğim şey çimlerin üzerine yatıp, bulutları seyretmek ve onları bir şeylere benzetmekti. Beş yaşındaykende hep uçağa binip, bulutların üzerine çıktığımızda bulutların üzerine atlamak ve orada dolaşmak istiyordum. Sağolsun benden 15 yaş büyük halamın oğlu ''Bulutların üzerinde dolaşılamaz, düşersin'' diyerek hayallerimi baltalıyordu. Şimdi anlıyorum ki ben aslında o zamanlar bulutların üzerinde dolaşıyormuşum meğer. :))
Güzel günler sevgili okur :)))
24 Nisan 2013 Çarşamba
ÇİN YEMEĞİ, SEBZELİ-TAVUKLU NOODLE
Geçenlerde Kocayla Migrosta alışveriş yaparken acıktık ve evde hızlı yapabileceğimiz bir şeyler bakındık. O sırada eskiden tutkum olan çin makarnalarının hazırlarından gördüm. Kocada seviyordu üstelik. Tabii onları alıp, noodle'ını suda 3 dk haşladıktan sonra soslarını döküyorsunuz. Güzeldi fakat yinede hazır aroma tadı beni rahatsız etti. O zaman dedim ki Koca'ya ''Koca Koca, ben bunu evde yaparım, sende yersin'' :)) Sonra cumartesi günü Çağdaş'tan alışveriş yaparken karşıma bu güzel noodle paketi çıktı. Hemen satın aldım ve nihayet pazartesi akşamı pişirdim. Biraz benim ve eşimin damak tadına göre yeniden düzenledim. Yoksa Koca yemez. Çin yemeklerinden soğumasın ki beni Çin restaurantına götürsün, değil mi? :DD
Neyse gelelim yapılışına; Efendim aşağıdaki fotoğrafta da görüldüğü gibi sağolsunlar malzemeleri ve yapılışını yazmışlar. İsteyenler paketin üzerindeki tarifi yapabilir fakat ben kendi düzenlememi yinede buraya yazacağım.
Malzemeler:
Bir paket noodle
Yarım kilo istiridye mantarı
İki adet soğan
3 diş sarımsak
Haşlanmış tavuk (göğüs, küçük doğranmış)
Soya sosu
Yapılışı:
Bilmeyenler için söyleyeyim, Noodle çin makarnasıdır. Bizim makarnalarımızdan tek farkı şeklidir, içerik olarak hiç bir farkı yoktur. Haşlanınca da çubuk makarnadan sadece azıcık incedir.
Önce noodle'ları kaynayan tuzlu suya atıyoruz ve 4-5 dakika haşlıyoruz.
Haşlanınca böyle gözüküyorlar. Haşlandıktan sonra süzüp, soğuk sudan geçiriyorsunuz. Buraya kadar normal makarna haşlama prosedürünü uyguluyorsunuz yani.
Sonra sosu hazırlıyoruz. Sos için soğan ve sarımsakları incecik doğrayıp, kavuruyoruz.
Onlar kavrulurken istiridye mantarlarını yıkayıp ince doğruyoruz. Kültür mantarı da kullanabilirsiniz ama bence istiridye mantarı daha lezzetli. İstiridye mantarının tadı daha çok ete yakın, dokusu daha güzel. Kültür mantarının tadı saman gibi.
Kavrulmuş soğan ve sarımsakların içine mantarları ekleyip suyunu salıp çekene kadar pişiriyoruz.
Daha sonra haşlanmış tavuk ve tavuk suyundan ekleyip, sos biraz koyulaşana kadar kısık ateşte pişiriyoruz.
Soya sosu olmadan noodle olamaz. Soya sosunu bol kullanıyoruz. Ben Koca sevmediğinden koyup koymamakta kararsız kaldım, sonra aman azıcık koyarıp deyip, şişenin yarısından fazlasını boca ettim. Ona rağmen Koca anlamadı. Bana da az geldi, yerken ekledim. Noodle epey bir çekiyormuş soya sosunu. Bu arada tarifte hiç tuz yazmadım, sadece noodle'ı haşlarken suya koyuyorsunuz. Soya sosu çok tuzlu olduğundan sakın tatmadan tuz koymayın derim ben.
Soya sosu da katılmış sosumuz böyle, artık bu haldeyken içine haşlanmış ve süzülmüş noodle'ı ekliyoruz. Biraz sosla karıştırıyoruz, orta ateşte.
Sonrasında da böyle görünüyor işte. Dediğim gibi ben kendime göre düzenlemeler yaptım. Siz havuç, brokoli, soya filizi vs. kullanabilirsiniz. Soya sosunda Koca'yı kandırmış olsamda, soya filizinde ve brokolide kandıramayacağımı bildiğimden hiç katmadım tarife. Ama o da bu halini beğendi ve güzelce yedi.
Siz de yapmak istermisiniz? Afiyet Olsun... :))))
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)